featured

“Sergen hoca İtalyan meslektaşının kulağına fısıldadı; Seni de yenerler Sinyor”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kadıköy’de oynanan maçta konuk ekip Beşiktaş, Vaclav Cerny’nin 33. dakikada attığı golle derbide 1-0 öne geçti. Fenerbahçe bu gole 43. dakikada Marco Asencio’nun penaltıdan attığı golle yanıt verdi.

Maçın uzatma dakikalarının başında yeniden sahneye çıkan Cerny, 90+1. dakikada bir kez daha topu ağlara gönderdi ve siyah-beyazlı ekip sahadan 2-1 galip ayrıldı.

Spor yazarları Fenerbahçe – Beşiktaş derbisini şöyle değerlendirdi:

Uğur Meleke: “Cerny böyle istedi!”

Bu sütunun yakın takipçileri bilirler, yerel kupaların önemine inanan bir sporseverim. Büyük takımlar için kadro genişliği yaratma, baş altı için kupa kazanıp Avrupa bileti alma, alt sınıf için de devlerle karşılaşma fırsatı içeren çok katmanlı bir faydalar bütünüdür yerel kupa.

Japonya Kupası’nda ilk turdan lise takımları bile başlar turnuvaya. Amaç, yurt sathındaki her genç futbolcuya bir gün en üst seviyede maça çıkma fırsatı vermektir. Hayal kurdurmaktır. Yine son dönemde İngiltere’de Crystal Palace, Newcastle, Leicester, Swansea, Wigan, Portsmouth, Birmingham gibi birçok orta sınıf takım kupa kazanmış ve Avrupa bileti almışlardır. Ben de böyle bir kupa hayal ediyorum doğrusu. Fethiye’nin, Beyoğlu’nun, Iğdır’ın gruplarda olmaları beni mutlu ediyor. Keşke senenin sonunda da çok daha farklı şampiyonlar çıksa Türkiye Kupası’ndan.

Tam da kupanın anlam ve önemine uygun, alternatif oyuncuların fırsat yakaladığı, hocaların fazla şans bulamayan öğrencilerine forma verdiği bir derbi izledik Kadıköy’de. Bir yarım takım kadar oyuncusu eksik olan Tedesco, elindeki tüm imkanları kullanarak, sahaya sürebileceği en iyi 11’le çıktı derbiye. Düşüncemi romantik bulabilirsiniz ama Yiğit Efe’nin de ilk 11’de başlamasını beklerdim dün. Dünkü eksik takımın en iyisi yine Asensio idi ama ne Kerem, ne Oğuz, ne Szymanski’den destek alabildi İspanyol virtüöz. Fenerbahçe’nin devre arasında bir santrforun yanı sıra rekabeti artıracak bir de kanat hücumcusuna ihtiyacı olduğu net.

Beşiktaş’ta da yine bir olağan şüpheli, ligin ilk yarısının yıldızı Cerny idi en hareketli isim. Zaten maçın kaderini de iki golüyle Çek süperstar tayin etti. Jurasek bulduğu şansları kötü kullanmaya devam ediyor, Sergen Yalçın’ın transferini bizzat istediği Gökhan’da da gerileme sürüyor. Siyah beyazlıların kadrosunun Yalçın’ın iddia ettiği kadar kötü olduğunu düşünmüyorum, özellikle ön tarafı bence kaliteli. Ancak takviye imkanı olacaksa ilk hamlenin iki bek pozisyonuna yapılması beklenebilir. (Hürriyet)

Banu Yelkovan: “Beşiktaş için çok anlamlı bir zafer!”

Eksikler, cezalılar, sakatlar, Afrika Kupası’nda olanlar, teknik ekipten izin alarak ülkesine gidenler derken; iki teknik direktörün yedek kulübesine bakmaktan çekindiği bir maç izledik. Üstelik bu karşılaşma, sezonun belki de en hatırda kalan maçlarından birinin rövanşıydı. Tüm bu şartlar altında her iki takım da sahaya koyabilecekleri en iyi oyunu ortaya koydu ve 2025’in son derbisine yakışan, yüksek tempolu ve heyecanlı bir mücadele izletti.

Kimin kimi daha eksik yakaladığı, kimin daha formda olduğu bu maç özelinde elbette tartışılabilir. Ancak futbolun aktörlerinin futbol dışı gündemlerle anıldığı bir dönemde, tribünleri dolduran taraftarın da sahadaki oyuncuların da kendilerini tüm bu gürültüden soyutlayarak bu maçı böyle oynayabilmeleri bile başlı başına takdire şayandı. Tarihsel olarak şartlar ne olursa olsun yüksek heyecan ve kaliteli futbol vadeden derbi, bu kez de geleneği bozmadı.

Fenerbahçe, sahasında kazanmak, Beşiktaş belki de sezonun en önemli hedefi kupada hata yapmamak istiyordu. İlk yarıda iki gol geldi. Birinci gol, Abraham’ın pasıyla ceza sahasında buluşan Vaclav Cerny’nin dar açıdan yaptığı bilardovari vuruşla ağları buldu. Fenerbahçe Mert Müldür’ün ceza sahasında yerde kaldığı pozisyonda VAR incelemesi sonrası kazanılan penaltıyla, Asensio’nun ayağından eşitliği yakaladı.

İkinci yarıda önce Fenerbahçe’nin, ardından Beşiktaş’ın penaltı beklediği pozisyonlarda hakem Oğuzhan Çakır incelemeye gerek duymadı. Maç bu skorla bitecek derken, Symanski’nin kaybettiği top sonrası 90+1’de sahneye bir kez daha Cerny çıktı ve skoru belirledi.

Maçtan önce kupadaki ilk maçlarının bir derbi olmasını “enteresan” bulduğunu söylemişti Sergen Yalçın. Ancak gruptaki herhangi bir diğer takımla oynasalardı, tam devre arası öncesi gelen bu galibiyet bu kadar anlamlı olmayacak, onu bu kadar rahatlatmayacaktı. (Hürriyet)

Attila Gökçe: “Sinyor’u da yendiler”

Eksiğiyle, noksanıyla yılın son derbisine tanık olduk. Her iki takımın kadroları, önce Afrika Uluslar Kupası maçlarıyla, sonra cezalar, sakatlar nedeniyle renklerini ve derinliklerini kaybetmişler, sadeleştirilmiş halleriyle son buluşmaya gelmişlerdi. Elbette Fenerbahçe daha avantajlıydı, kendi evindeydi. Taraftarının önündeydi. Dahası ligin ilk yarısını yenilgisiz kapatmışlar, müthiş güvenle santraya gelmişlerdi.

Beşiktaş’a bakarsanız… Aksiliklerin, umulmadık kayıpların, yaslanmanın, öne geçtiği maçta skoru geliştirmeden yakalanmanın sıkıntılarını yaşamışlardı. Üstüne üstlük bir de Rafa Silva macerası.

Fenerbahçe topa sahip olan (%58) taraftı. Beşiktaş topa daha az (%42) sahip olduğu halde maça ortak olma, kazanma kararlılığında göründü. Orkun ve Salih’in ikinci bölgedeki başarılı oyunları, kaptanın liderliği üstlenip, değerini kanıtlaması alkışı hak ediyordu. Çaykur Rizespor galibiyetinde golü atan Rashica dün ilk yarıda beklenen verimliliği sağlayamadı.

İlk yarının iki notu var: Birincisi, Beşiktaş’ın 33’te topu kazanıp hızla ceza alanına inmesi ve golü bulmasıydı. Cerny, santrfor Abraham’ın asistiyle kaleci Tarık’ı mağlup etti.

Hayır, öne geçtiği her maçta “yaslanma” hastalığı yüzünden beklenmedik kayıplar veren Beşiktaş, dün golün üstüne yatmadı. Top iki ceza alanı arasında gitti-geldi.

43’te VAR’dan Abdullah Buğra Taşkınsoy’un davetiyle ekrana giden hakem Oğuzhan Çakır, Abraham’ın Mert Müldür’e temasına penaltı karar verdi. Doğru karar itiraz yok.

Ama şöyle bir gerçek var: Oğuzhan Çakır, bugüne kadar 15 penaltı kararı vermiş. 14’ü VAR uyarısıyla. Oosterwolde’nin Orkun’a müdahalesi için Taşkınsoy’dan ekrana davet çıkmadı. Böylece FIFA hakemimizin kendi iradesiyle penaltı kararı veremediğini öğrenmiş oluyoruz.

Her neyse… Cerny’nin ikinci golü her şeyi bitirdi. Tedosco’nun ligde Dolmabahçe’deki galibiyeti çalıp gitmesinden sonra Sergen hoca da İtalyan meslektaşının kulağına fısıldadı; Seni de yenerler Sinyor. (Milliyet)

Cem Dizdar: “Transferler belirleyici olacak”

Eksikleri dolayısıyla özellikle yedek kulübesi daha ‘Boş’ görünen Fenerbahçe neyi ve var neyi yok sahaya sürmüştü. Gerçi Beşiktaş da geri kalır durumda değildi ama yine de yedek kulübesinde kimi maçlarda 11 görmüş oyuncu sayısı ev sahibine göre fazlaydı. Koca devrede iki gol olmasına rağmen ‘Futbol oynandı mı?’ diye soracak olursanız çoğumuzun yanıtı ’Hayır’ olurdu sanırım. Fenerbahçe’nin topa oynayıp baskı kurmaya gayret ettiği fakat kuramadığı ilk yarıda Beşiktaş buhranlı geçirdiği başlangıç vakitlerini sağ salim atlatınca, sakinledi. Nihayetinde kendi rutininde akan maçta Tammy Abraham’ın önüne bıraktığı topu Vaclav Cerny şutladı ve gol… Aynı Abraham bu kez Kerem Aktürkoğlu’nun serbest vuruşunda niyeyse Mert Müldür’ü çekti ve VAR’dan penaltı. Futbol adına az şey gördüğümüz devre 1-1 bitti ama eğer arada hocalara olan biteni sormuş olsaydılar muhtemelen, ‘Rakibe pozisyon vermedik’, ‘Final paslarında daha iyi olsaydık…’, ’Oyuncularımla gurur duyuyuyorum’ benzeri cümleler duyacaktık…

İkinci devre Beşiktaş ilkinden farklı olarak oyuna ’Tavır koyunca’ maç da şenledi. 55 ila 57 arasında Fenerbahçe kalecisi Tarık Çetin üst üste kurtarışlar yaparak takımını oyunda tutarken Beşiktaş arayışları sürüp gitti. Ve hatalı Fenerbahçe pası bu kez Milot Rashica’dan Cerny’e ulaştı, yine gol. Gol de bir stoper olan Jaden Oosterwolde’nin ayakta kalmak yerine kayarak müdahale çabasının sonuçlarını da hep birlikte görmüş olduk. Beşiktaş’ın rakibine göre daha iyi göründüğü ve maçı kazandığı bir ikinci yarı izledik. Şimdi ligin ikinci devresine Beşiktaş neler yapıp, nasıl hazırlanacak göreceğiz. Görüldü ki, takım tıkır tıkır oynuyor ama yine de biliyoruz ki transfercilerin sallayacağı bayrakların rüzgarı çok Eurolar uçuşturacak… (Fanatik)

Serkan Akcan: “Yeni Rafa, Cerny!”

Türkiye Kupası hayatımızda romantik futbol anıları biriktirmek için şahane bir fırsat. Süper Lig’in ilk yarısı hafta sonunda bitmişken Türkiye Kupası’nda bir Fenerbahçe-Beşiktaş derbisini izlemek yemeğine üzerine bir tatlı etkisi yaratabilirdi. Ama sahaya çıkan kadrolara ve tempoya bakınca tatlının şekeri eksikmiş gibi hissettik. Oynanan futbol doyurucu değildi. Beşiktaş, zaten normal sezonda da tonla sorunla boğuştuğu için Sergen Yalçın’ın kadrosu beklenti dahilinde olsa da Tedesco, sakat ve izinlilerin yokluğunda hiç alışık olmadığı bir düzenle maça başlamak zorunda kaldı. Aslında santrforsuz oyunda bir nevi Luis Enrique’nin PSG’si gibi oynamak istedi. Asensio’yu serbest konumlandırıp en önde Kerem Aktürkoğlu ile santrforsuz bir oyun denedi. Beşiktaş’a karşı bunu oynamak önde top tutmayı zorlaştırdığından Tedesco’nun Szymanski ve Oğuz’dan rakibin geçişlerinde beklediği geri koşular beklenen seviyede olmadı. Nitekim Cerny tek başına Fenerbahçe savunmasını mütemadiyen yıpratmayı başardı.

Cerny sahadaki en akıcı futbolu oynayan Beşiktaşlı futbolcuydu. Çek forvet sağ forvette konumlanıp topu iç koridora çektiğinde Levent Mercan ile Oosterwolde’nin arasından rakip kaleye o kadar temiz taşıdı ki maçın senaryosunu adeta tek başına yazdı. Rafa Silva’dan boşalan skor yapan, problem çözen yıldız açığını kapattığına şüphe yok. Fenerbahçe derbisinde attığı iki gol de akıl dolu ve kalite kokuyordu. Sergen hoca şimdi hararetle 2 Ocak’ta başlayacak transfer dönemini bekliyordur. Bu takımın savunma sorunları çözülürse ön bölgedeki oyuncu kalitesi Beşiktaş’ı taşıyacak seviyeye ulaşabilir. (Fanatik)

Ömer Üründül: “Maçı beraberliğe bağlamalıydı!”

Dün gece, futbol kalitesi düşük ama mücadele dozu yüksek bir derbi izledik. Tedesco, ilk 11’i bile sahaya çıkarmakta şartlar gereği çok zorlandı. Bunun yanında da oyun içinde de hamle şansı çok yetersizdi. Aslında, Tedesco normalde bir maçta 4-5 oyuncu değiştiren bir teknik adam. Bu şartlarda F.Bahçe bana göre iyi mücadele etti. Bir ara ikinci yarıda kısa bir bölüm sıkıntılar yaşadı, orada da Tarık başarılıydı. Son bölümde 3 genç sahaya girdi. Eleştirilecek en önemli konu, bu kadar eksik varken oyunun uzatma bölümünde önemli bir hata ile maçı beraberliğe bağlayamamaktı. Genç Bartuğ iyi görev yaptı. Asensio beklenen performansı sergileyemedi. Szymanski kendine güvenini kaybetmiş durumda. Bu açıkça görülüyor. Ama bana göre en büyük problem Oğuz Aydın. Böyle meziyetli bir oyuncu nasıl bu kadar kötü oynayabilir! Belli ki kendine bakmıyor. Kerem de milli takımda oynadığı görev yerinde çalışkandı ama üretemedi. Tabii kendisine de yardım gelmedi. F.Bahçe açısından en olumsuz görüntü, penaltı golü dışında rakip kaleye tek şutun gelmemesiydi. Beşiktaş, çok iyi oynamasa da hırslıydı. Bunun da nedeni sahasındaki son derbideki yenilgiydi. İyi mücadele ettiler, pres yaptılar. Sergen Yalçın rakibine göre olan ciddi kulübe artısını yerinde kullandı. Cerny kalitesi ile öne çıkan isimdi. Sergen Yalçın herhalde dün gece anlamıştır ki Cerny’nin yapısı sağ öndür! Orta saha özelliklerine sahip değil. Dün belgelendi. (Sabah)

Fatih Doğan: “Gerçek matador Vaclav Cerny”

Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın birlikte derbiye 5-6’şar önemli eksikle çıktığı bir ortamda oyun kalitesinin çok yükseğe çıkmasını bekleyemezsiniz. Ancak her iki takım da özellikle ikinci yarı beklentilerin üzerinde, pes etmeyen bir oyun olarak çok iyi mücadele ortaya koydular. Ancak Beşiktaş derbinin genelinde istekliydi. Özellikle ikinci yarı tempoyu artırdı. Bu fark, Cerny’nin iki kritik golüyle Beşiktaş’a zaferi getirdi. Buna karşın ev sahibi takım ikinci yarı oyun zenginliği olarak zayıf kaldı. Beşiktaş’ın hücum hattındaki zenginliğine Fenerbahçe karşılık vermedi. Szymanski topu sürekli harcadı, santrfor Kerem, kalabalık defans arasında kayboldu. Kulübeden de düzeltmek için bir hamle gelmedi. Hakemin her iki takım aleyhine kararları vardı. Penaltı golünden sonra Asensio için matador müziği çaldılar. Ama Kadıköy boğasını, Fenerbahçe’yi yine attığı gollerle deviren Cerny matador oldu. (Sabah)

Güntekin Onay: “Beşiktaş daha etkiliydi ve kazanmayı hak etti”

Derbide baştan sona Beşiktaş, galibiyete daha yakın olan taraf idi. Siyah beyazlılar Cerny ile öne geçti; Fenerbahçe penaltıdan Skriniar ile yakaladı ama 1-1’den sonra da golü arayan ve yaklaşan hep Beşiktaş oldu. Kaleci Tarık’ın gollük kurtarışları skoru dengede tutarken sahanın gole yönelik en etkili oyuncusu Cerny, Beşiktaş’ı derbide galibiyete taşıdı.

Belki mevcut kupa statüsünde ve eksik kadrolar ile derbi hak ettiği değerin altında kalmış gibi gözükse de Beşiktaş açısından bakınca bu galibiyet Kadıköy’de alınmış, tarih yapraklarına adını yazdıran bir başka derbi zaferi oldu. Fenerbahçe’de sahaya kalitesini koyan sadece Asensio olurken Kerem Aktürkoğlu tüm çabasına rağmen santrfor pozisyonunda çok bocaladı ve hiç pozisyon bulamadı.

Aslında Sergen Yalçın’ın Jurasek ve Devrim ile başlaması Beşiktaş’ın gücünü kısıtlamıştı. Sergen hoca bu hatasından 72’nci dakikada döndü. Değişikliklerden sonra Rashica sola, Cerny sağa, Orkun da Kartal’ın girmesiyle 10 numara pozisyonuna geçti. Maç boyunca daha etkili olan Beşiktaş, aradığı golü son dakikada da olsa bularak derbiyi galibiyet ile kapatmayı başardı. Beşiktaş’ta Cerny dışında, Abraham, Emirhan ve Djalo iyi bir maç çıkarttılar. Salih de çok çalıştı. Rashica yine faydalı işlere imza attı. Orkun da zaman zaman pas hataları yapsa da takımını ataklarda organize eden isimdi.

Dünkü maçın ardından iki takımın futbolcularını iyi niyetlerinden ve centilmenliklerinden dolayı kutlamak lazım. Sahada öyle ters kararlar veren bir hakem vardı ki gerçekten izlerken inanmakta güçlük çektik. Oynatması gereken pozisyonlarda basit fauller çalan Oğuzhan Çakır, açık faullerde devam diyerek saç baş yoldurdu. F.Bahçe’nin kazandığı penaltıda doğru bir VAR müdahelesinde bulunan Buğra Taşkınsoy, Oosterwolde’nin son anlarda Orkun’u itmesinde maçın hakemine izleme tavsiyesinde bulunmadı. (Hürriyet)

“Sergen hoca İtalyan meslektaşının kulağına fısıldadı; Seni de yenerler Sinyor”