featured

Spor yazarları Trabzonspor için ne dedi? ²Fatih hoca görmüyor musun?”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Gençlerbirliği’ne 4-3 mağlup olan Trabzonspor’un 11 maçlık yenilmezlik serisi sona erdi.

Şampiyonluk mücadelesi veren Trabzonspor, ilk devrenin kapanış maçında Gençlerbirliği’ne konuk oldu.

Sahadan 4-3 mağlup ayrılan bordo-mavili takım, şampiyonluk yarışında yara aldı.

Spor yazarları karşılaşmayı şöyle değerlendirdi:

Cemal Ersen: “Çekirge zıplayamadı!”

Trabzonspor son dönemlerde kötü bir alışkanlık geliştirdi. Önce Beşiktaş, sonra kupada Alanyaspor ve dün akşam da Gençlerbirliği sınavları. Erken yediği basit goller sıkıntı yaratmaya devam ediyor. Bir olur, iki olur da, fazlası işi sulandırıyor.

Kardeşim senin stoperlerin nerede? Bu nasıl bir savunma kurgusu? Fatih hoca görmüyor musun? Orta alandan başlayan hatalar zinciri rakip kim olursa olsun gole davetiye çıkarıyor. Elin oğlu saf mı? Duran toplar dahil, yakaladı mı yazıyor skor tabelasına.

Gençlerbirliği’nin dört golü de derslik. Trabzonspor Teknik Direktörü Tekke tatil öncesi tüm pozisyonları analiz edip önce kafasındaki oyun planını sorgulamalı, sonra bu tablonun sorumlularını hizaya çekmeli.

Sorun sadece ilk bölgede mi? Onuachu yoksa bordo-mavili ekip gol yollarında etkisiz kalıyor. Son iki haftaya kadar her şey Nijeryalı forvet üzerinden ilerliyordu. Ona Muçi’nin performansı eklenince, Trabzonspor geriye düştüğü maçlardan puanı kurtarmayı beceriyordu. Ancak çekirge bu defa sıçrayamadı. Net söylüyorum; kusura bakmasın ama maçın günahı Fatih hocaya aittir.

Ankara temsilcisi 90 dakika inanılmaz bir mücadele sergiledi. Trabzonspor’un ilk yarı ve ikinci yarının başında Augusto ile bulduğu gollere karşın gardını düşürmedi. Oyun disiplininden kopmadı, moralini bozmadı. Maçın her anında “varım” dedi. Nefesini rakibin ensesinden eksik etmedi.

Oğulcan ve Koita’nın golleri Trabzonspor savunmasının acizliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Ligde hedefi olan bir takım bu kadar kolay goller yemez. Sen rakibi küçümsersen, o da seni cesaretle ve gözünün içine bakarak faturayı keser. Penaltı mı? Umut fakirin ekmeği misali, Karadeniz ekibini puan için heveslendirdi, o kadar.

Gelelim sadede. Gençlerbirliği her anlamda çalkantılı bir sezon yaşıyor. Üç başkan, üç teknik direktör değişikliği yaptı. Son olarak elini taşın altına koyan teknik sorumlu Metin Diyadin oldu. Futbolculuğunu beğenirdim. Hocalığı da özeldir.

Trabzonspor’u iyi etüt etmiş, açıklarını belirlemiş ve doğru oyun stratejisi belirlemiş. Helal olsun Metin hocaya ve öğrencilerine. Öncelikle tüm Gençlerbirliği futbolcularını kutluyorum. Çok önemli ve onurlu bir adım attılar.

Trabzonspor’un bu maça dair hali içler acısı.

Son sözüm hakem Halil Umut Meler ile ilgili. Balık hafızılı milletiz.

FIFA kokartlı hakemimiz tam 2 yıl önce bu statta, Ankaragücü-Ç. Rizespor maçı sonrası ev sahibi kulüp başkanı ve korumaları tarafından acımasızca dövülmüş ve hastanelik edilmişti. Hakemliği bırakıyordu.

Halil hocam; yönetimin, maç içindeki kararların ve motivasyonun için kutluyorum seni. Bu travmayı aşmak kolay değildir. Senden ricam; diren ve yalnız bırakılsan da, pes etme. Sen Türk futboluna lazımsın. (Milliyet)

Aksal Yavuz: “Gençlerbirliği galibiyeti hak etti”

Sezona girilirken hiç kimse Trabzonspor’un, yaptıkları transferlerle şampiyonluğun en güçlü iki adayı Galatasaray ile Fenerbahçe’nin en yakın takipçisi olacağını, hatta nefesinin iki takımın ensesinde hissettireceğini tahmin etmemiştir.

Gelinen noktada bordo-mavili takımın yukarılarda olmasında en büyük katkıyı; dün sahada olmayan Onuachu, Tim, Mustafa ve Oulai vermiştir.

Dememiz o, onlar da olmayınca, tel tel döküldü bordo-mavililer…

Hele ilk yarı Trabzonspor’u tanıyana aşk olsun, hangi oyuncuyu yazalım! Ankara temsilcisinin ilk yarı attıklarının yarı sıra kaçırdıkları iki elin parmak sayısına yakındır. Her şey bir yana ilk yarı bordo-mavili takımın aynı dakika içinde Sikan ve Muçi’nin kaleci ile karşıya bir pozisyon vardı ki, kaçırması daha zor olan. Öyle ya onu da atamazsanız hangisini atacaksınız?

Soyunma odasına girmeden önce Trabzonspor’un gölü bulması, ikinci yarı başlar başlamaz beraberliği yakalamaları onlar adına büyük şanstı, moral olacaktı ancak, Tekke’nin öğrencileri, yaptıkları her atakta ev sahibi takımın elini boş döndürmediler; hele duran toplarda o kadar çaresiz kaldılar ki. Benzer pozisyonlar, atılan goller emin olun halı sahalarda kurumlar arasında yapılan turnuvalarda ancak olur. O derece işte; bu kadar basit, bu kadar hatalı goller yenmez, yenmemeli.

Anlayacağınız Trabzonspor’un forveti attı, defans oyuncuları gol yemeye doymadı!

Bu kadar kötü oynadığınız, olmayan oyuncuların yerine oynayanların katkısının olmadığı bir karşılaşmada rakibin geldiği her pozisyonda elini boş döndürmezseniz; mağlubiyet kaçınılmazdır.

Açık konuşmak gerekirse Gençlerbirliği galibiyeti anasının ak sütü gibi hak etmiştir. Trabzonspor’da ise eksikler bir kez daha görülmüştür.

Altını çizerek; Trabzonspor’da gelecek yılların planlaması yapıldı, hedef yukarılarda olmak, seneye Avrupa Kupalara gidebilmek. İlk yarı itibariyle alınan puan gayet iyi. İkinci yarıyı hatta seneyi düşünerek ara transferde birkaç hamle yapılması, eksiklerin tam anlamıyla giderilmesi gerekir. Zira ligin ikinci yarısı çok daha sert geçeceğinden hem yarıştan kopmamak hem de en kötü ihtimalle ligi 3. Bitirmek gerekir. (Milliyet)

Olcay Çakır: “Uyarı değil, alarm!”

Eğer bu maç sezonun ilk yarısına değil de finaline ait olsaydı ve Trabzonspor ligi üçüncü sırada bitirmiş, Avrupa biletini almış bir takım olarak karşımızda dursaydı; sezon başındaki parametreler düşünüldüğünde buna “başarısızlık” demek kolay olmazdı. Ancak Ankara’da oynanan maç, bu kadronun ve bu oyunun makyajsız halini ortaya koydu. Trabzonspor’un kadrosu ancak her maça ideal on biriyle çıkabildiği sürece ayakta kalabiliyor.

Bir kişi eksildiğinde, oyun tamamen dağılıyor. Ligin uzun ve yıpratıcı bir maraton olduğu gerçeği ortadayken bu tablo, kadro planlamasının ne kadar sorunlu yapıldığını net biçimde gösteriyor. Dün gece her ne olursa olsun bu kadar gol yenmemeliydi. Aynı golden üstelik. Bu takım bu kadar kolay savrulmamalıydı. Daha da net söyleyelim: Trabzonspor dün akşam adeta orta sahasız oynadı. Rakip, merkezi elini kolunu sallayarak geçti. Kolay bırakılan alanlar ve belirgin bireysel yetersizlikler sonucu kaçınılmaz kıldı. Bu noktada mesele tek bir maç değil; uzun süredir görülen kırılganlığın patlak vermesidir.

Bu tip kayıp maçları romantize etmenin kimseye faydası yok. Yapılması gereken, sonucu doğru okuyup vakit kaybetmeden radikal kararlar almaktır. Yakıp yıkmadan ama net biçimde, bu seviyeyi taşıyamayan oyuncularla yollar ayrılmalıdır. Trabzonspor’un kanat, bek, orta saha ve stoper başta olmak üzere neredeyse her bölgede ilk 11 oynayabilecek en az 4–5 oyuncuya ihtiyacı olduğu artık tartışma konusu değildir. Sezonu doğru okuyanlar için bu sonuç sürpriz değildir. Oyun, oyuncu eksildiğinde ayakta kalamıyor. Herkes biliyor ki Oulai ve Folcarelli sahada olsaydı, birçok problem yine gizlenebilirdi. Ama bazı mağlubiyetler uyarı değil, alarmdır. Dün gece Ankara’da çalan tam olarak buydu. Bir de not düşelim: Gençlerbirliği’nde Göktan diye bir çocuk vardı… İyi oyuncu (!) (Fanatik)

Tunç Kayacı: “Çıkarılacak çok ders var”

Başkent’te şok bir ilk yarıydı Trabzonspor adına. İki takımı bilmeden tribünden ve ekran başında izleyen birisi, hangisi şampiyonluk adayı, hangisi ligde kalmak için mücadele ediyor tahmin edemezdi. Maçın başında gol yiyebilirsiniz, önemli eksikleriniz olabilir ama bir kadronun oyun planını tüm futbolcuların bilmesi lazım. Şimdiye kadar saha kenarında takımı yöneten Fatih Tekke’yi böyle bildik, böyle tanıdık. Ancak ortada Tekke’nin Trabzonspor’undan eser yoktu. Orta alanı Gençlerbirliği’ne bırakan Bordo-Mavililer o kadar kolay geçildi ki ilk yarıdaki skor çok çok iyiydi! Devrenin sonunda Augusto’nun golü maça tutunmanın işaretiydi adeta.

Dün gecenin Trabzonspor adına bende bıraktığı, sonuçtan bağımsız, sezon başından beri çok ciddi savunma zaafı var ve bunu bir türlü halledemiyorlar. Tabii ki dün gece orta alanda önemli isimlerin yokluğu da tuzu biberi oldu. Gençlerbirliği de bu zaafı iyi değerlendirdi… İkinci yarının başında gelen beraberlik golü ‘Trabzonspor psikolojik üstünlüğü yakalar’ diye beklenirken, yine yan toplardan Gençlerbirliği skoru 4-2’ye getirdi. Yine skordan bağımsız bu oyunu Fatih hoca olmayan isimlere bağlamamalı.

Her iddialı ekipler bu tür kadro handikapları yaşıyor, o zaman böyle durumlarda farklı taktikler denenmeli. Başkent’te öyle bir maç oynandı ki Trabzonspor için bu futbolla kazansan ne olur dedirtti bizlere. İşin üzücü tarafı ilmek ilmek örülmeye çalışılan bir futbol organizasyonuna bana göre gölge düştü. Kısaca bu kadro bir Onuachu ve Jabol, Oulai olmayınca bu kadar sıradan olamaz, olmamalı bana göre… 90 dakikaya baktığımızda; İştahlı, hareketli, kazanmak isteyen ve bunu da pozitif futbolla hakeden bir Gençlerbirilği vardı. Diğer tarafta ise ilk yarıyı 3 puanla kapatmak için maça başlayan, ancak oyunun büyük bölümünde oyuna giremeyen bir Trabzonspor izledik. Son sözüm bu skoru ve oyunu sadece olmayan isimlere bağlarsa yanılgıya düşer, çünkü bu maçtan çıkarılacak çok ders olmalı… (Fanatik)

İskender Günen: “Transfer sezonunda eksikler mutlaka giderilmeli”

Sezon başından beri Trabzonspor’u bu kadar yetersizliklerle dolu ve de ne yaptığını bilmez halde izlemedik. Kabul edelim ki eksiklikler sorunların başlangıcı… Ama eksik bir kadro ile de sahada yer alsanız, mücadele gücünden yoksun bir oyun ortaya koyma şansınız yok! Bir takım için en önemli bölge orta alandır. Yani bu bölgeyi takımın kalbi olarak değerlendirmek gerekmekte. Trabzonspor’da dün bu alanda bırakın oyunda üstünlüğü almak, yapılan pas hataları rakibin atak girişimlerinin başlangıcı oldu. Hem Bouchouari hem de Ozan beklentilerin uzağında bir oyun ortaya koydular. Savunma ise her yan topta yerleşme hatası kaynaklı rakibin gol pozisyonlarının odak noktası oldu. Kaleci Onana’nın 4. golde hatası vardı. Bir kenara bağımlı atak girişimleri yapmak… Zubkov ve Pina’nın ikili oyunlarıyla gol pozisyonlarının ve de gollerin geldiği bölge. Sol kenarda ise Arif Boşluk verilen şansları kullanmamakta ısrarcı. Gençlerbirliği’nin attığı üçüncü golde büyük hatası vardı. Sonuçtan bağımsız konuşmak gerekirse görünen o ki önemli oyuncuların yoksunluğunda takım olmak ve de oyunda beklentileri karşılayabilmek kolay değil. Bu maçta yaşanılanları kimsenin göz ardı etmemesi gerekmekte. Yani kadro zenginliğiniz yoksa daha yüksek hedefler sizden çok uzak… Bunun için transfer sezonunda gerekli yeterlilikte oyuncuların kadroya katılması önemli. (Sabah)

Mustafa Çulcu: “Hep geriye gidiyor”

Maç düşük tempo ile başladı. Buna bir de karşılıklı top kayıpları eklenince seyir zevki düştü. Trabzonspor’da oyuncular birbirlerine çok uzak oynuyorlar ve savunma hataları fazlaydı. Gençlerbirliği ortaya sabırlı ve akıllı bir oyun koydu. Biri duran toptan olmak üzere ilk yarım saatte iki gol buldu. Gollerden sonra Trabzonspor silkelendi. Tempo karşılıklı ataklarla yükseldi. Uzatma dakikalarında attığı gol umutları yeşertti. Muçi biraz hareketlenince ikinci yarının başında Trabzonspor beraberliği yakaladı ama savunma hataları kaleci Onana dahil devam edince, Gençlerbirliği tekrar öne geçti. Trabzonspor savunması adam paylaşımını, savunma yapmayı unutmuş sanki, uyku hapı yutmuş gibiydiler. Gençlerbirliği hücumcuları ellerini kollarını sallaya sallaya ceza alanına girdiler. Böyle olunca da Trabzonspor’un mağlubiyeti kaçınılmaz oldu.

Halil Umut Meler yaşadığı sıkıntılı süreçten bir türlü çıkamadığı gibi sürekli geriye gitti, 2026 Dünya Kupası’na da çağrılmayınca bitti. İlk yarının sonuna doğru aldatmadan dolayı Sikan’a gösterdiği sarı kart akıl tutulması! Goutas basit bir temasla Sikan’ı itiyor. Penaltı verip vermemek hakem yorumu ama asla aldatma ve sarı kart değil. 66’da Thalisson’un ceza alanında Zubkov’a müdahalesinde verdiği penaltı doğru. Gösterdiği kartlar, verdiği kararlar bir türlü oturmuyor. Kalitesi düşük, endişe ve kaygılı sıradan bir hakem performansı seyrettik. (Sabah)

Koray Durkal: “Trabzonspor, 2026’ya umutsuz başlayacak!”

İlk düdükten itibaren Trabzonspor’u Gençlerbirliği deplasmanında zor bir gece beklediğini görmek zor değildi. Oulai, Folcarelli ve Onuachu olmak üzere pek çok önemli ismin kadroda yoktu. Bu eksikler de Trabzonspor’un oyununu ciddi anlamda etkiliyordu. Henüz 5. dakikada gelen Goutas’ın golüyle öne geçen Gençlerbirliği 25 dakika sonra bu kez Tongya ile farkı ikiye çıkardı. Devre bitmeden sahneye çıkan Augusto ikinci yarının hemen başında bir gol daha atarak maça yeniden denge getirdi.

Beraberlik Trabzonspor adına çok uzun sürmedi. 52 ve 58’de gelen gollerle 4-2 yenil duruma düşen Trabzonspor 67’deki Ernest Muçi golüne rağmen beraberliği bulamadı ve sahadan 4-3’lük mağlubiyetle ayrıldı.

Bu hikayenin kahramanı ise duran toplar ve 22 yaşındaki Göktan Gürbüz’den başkası değildi. Trabzonspor’dan kiralık olarak Gençlerbirliği’ne gönderilen Göktan oynadığı futbol ve kullandığı duran toplarla maçın en iyisiydi. Son haftalardaki duran top setleriyle dikkat çeken G.Birliği, Trabzon karşısında da bu özelliğini çok iyi kullandı.

Trabzon’daki eksikler elbette Fatih Tekke’nin oynatmak istediği oyunun en önemli parçaları. Ancak daha önce de defalarca kez yazdım. Kadro planlaması doğru alternatiflerle yapılmadığı için Trabzon yeterli olmayan yedek kulübesiyle bu yarışı sonuna kadar sürdüremez. (Hürriyet)

Spor yazarları Trabzonspor için ne dedi? ²Fatih hoca görmüyor musun?”